Çocuk , bir insanın geleceğinin ilk temelleri, 0-12 yaş aralıklarında atılmaktadır. Bilinçaltlarının o yaşlarda savunmasız olması çevrenin ve ebeveynlerinin öğreti ve yaklaşımları ile şekillenir. Yetişkin olunduğunda bilinçaltındaki bilgiler değiştirilmez ise kişinin tüm yaşamını etkiler.
Bebeğin diğer ihtiyaçlarını emzikle susturmak…

Yetişkinlikte duygusal ihtiyaçları karşılamak adına; sigara, çerez, tatlı, alkol, uyuşturucu gibi maddelere bağımlılığın oluşmasına neden olur. Kendini ifade etme ihtiyacı duyduğunda, sürekli kendini bastırır. İhtiyaçlarını öteler ve kolaylıkla duygularını ifade edemez.
Çocuk mutsuzken ya da ağladığında çikolata vermek..
Yetişkin olup mutsuz olduğunda duygusal açlığı çikolata ya da tatlı gibi maddeler ile bastırmasına sebep olur. Duygusal açlığını yiyeceklerle tatmin etme yolunu geliştirerek, fazla miktarda beslenmeyede yol açar.
Başarılı olunca ödüllendirmek, yanlış yapınca cezalandırmak…
Her şeyin koşullu olduğunu algılar. Bencil olur, her konuda neden ve sonuç ilişkisi arar. Sadece hedefe varmak için koşuşturur, fakat anda ve gerçekte yaşanılanların keyfini çıkartamaz. Sürekli geçmiş ve gelecekte yaşar anda yaşamayı başaramaz. Başarıda takdir edilmeyi bekler, hatalarda da saklanma ya da kaçma eğilimi gösterir.
Seni sevdiğim için yapıyorum yaklaşımı..
Kavgacı, kin ve tartışma ortamında çocuk yetiştirmek
Çocuk kavgacı olur, kendinden ve çevresinden nefret eder, bedene olan sevgisizliği şekil bozukluğuna, erken yaşlanmasına ya da kilo alımına neden olur. Yaşamdan keyif alamaz ve sık sık mutsuzluk yaşar ve yaşatır. Asabi ve sinirli olur, durup durduk yerde sorun çıkartmayı sever.
Alay edilen çocuklar…
İlgi ve destek eksikliği…
Saygı gösterilmemiş ve önemsenmemiş çocuklar…
Hoşgörüsüz ortamlarda yetişen çocuklar…
Yaratıcılıkları biter, kendi olmayı ve kendini ifade etmeye kapatır. Merak azalır, hareketsizlik artar. Yenilikcilik yerine statükocu olurlar. İş ve özel yaşamlarında tek düzey bir yaşamları olur. Standart ve bir kalıp içinde düz bir yaşam yaşarlar. Cesaretli ve atak olamazlar. Kilo sorunu çok yaşarlar.
Güven duyulmayan ve güvensiz ortamlarda yetişen çocuklar…
Tüm yaşamlarında endişe, kaygı, şüphe, karamsarlık ve yanlış seçimler yaparlar. Fiziksel hareketsiz olma eyleminde olurlar, hiçbir şeyde başarılı olamaz ve bir işi sonuna kadar götüremezler. Sık sık hayal kırklığı yaşarlar.
Başka çocuklarla kıyaslamak…
Yetersizim ve değersizim duygusu oluşur. Tüm yaşamda mükemmel olma çabasına girer ve başkalarının onaylamasını bekler. Yaşamda sık sık inişli çıkışlı duygusal süreçler yaşamasına neden olur. Mutsuz bir hayat yaşamasına sebep olur. Mutluluğu para ile satın alabileceği davranış ve madde bağımlılıklarına yönelir. Özel ve iş hayatında başarısız olurlar, sürekli kendilerini başkaları ile kıyaslayarak değersiz hissederler. Kendilerini değersiz hissederek, başkalarına daha çok değer verirler.
Duygularını açığa vurduğunda, zayıflık, güçsüzlük ya da yanlış olduğu mesajını vermek…
Yetişkin olunca güçlü görünmek için duygularını bastırmaya neden olur. Tüm psikosomatik hastalıkların, bedende oluşmasının temelidir.
Yanlış bir şey yapıldığında fiziksel ceza vermek…
Yanlış yaptığına inandığında sık sık kendi bedenini cezalandırmaya yönelir. Tırnak yemek, şişmanlamak, kendini hasta etmek gibi.
Çocuğun korkuları ile alay etmek…
Sahip olunan korkunun büyütülmesine neden olur. Bilinçaltında diğer konularda da cesaretsizsin, zayıfsın, güçsüzsün mesajı güçlenir. Bu durumda yaşamında bazı konularda hareketsizliğe sebep olur. Yaşamın sunduğu bolluk ve bereketin önü kapanır.